Doktorlarımızın ve mühendislerimizin ülke dışına gidip kendilerine yeniden bir hayat kurmalarının gerekçesini sadece ücrete ve fazla çalışmaya bağlayamayız.
Doğrudur; ülkemizde kazandıkları ücretler ve fazla çalışma saatleri uzmanlarımızın dış ülkelere yöneliminde önemli bir gerekçe oluşturuyor fakat şunu unutmayalım ki farklı bir ülkede sıfırdan başlamak kimsenin hayal ettiği bir şey değil.
Bir doktorun veya yetişmiş bir mühendisin ülkesinin dışında çalışmak durumunda kalması çok zor bir karar. Ailemizi, çevremizi ve ülkemizi bırakmak kültürel değerlerimiz açısından da hiç kolay değil.
Göç eden uzmanların kendilerini yeniden ispatlamaları için zorlu bir süreç başlıyor. Bu süreci yaşamayı kim ister ki!
Peki neden gidiyorlar?
Bu duruma değer verilme ve saygı görme açısından bakmak gerekir.
Uzmanlarımıza teknik bilgi, beceri ve yeteneklerine göre değer verip mesleki saygıyı gösteriyor muyuz? Kimlere değer verildiğine ve saygı gösterildiğine şöyle bir bakalım.
Gidenlerin hangi teknik bilgisi, becerisi ve yeteneği var? Hangi teknik bilgileri, becerileri ve yetenekleri kaybediyoruz? Zaman içinde bu kayıp nasıl bir artış gösteriyor? Uzmanlık alanlarında sıklık analizi yapılıyor mu?
Maalesef bu yönde bir çalışma YOK. Bu konulara stratejik önem vermiyoruz. Konuşmuyoruz…
Gidenler gitme gerekçesi olarak şunları gösteriyor.
Acı olan ise ağırlıklı olarak 26-35 yaş arasındaki uzmanlarımızı kaybediyor olmamızdır. Zor bulunan alanlarda teknik bilgi, beceri ve yeteneği olan yetişmiş personeli kaybediyoruz.
Gören göz olmaz ise kısıtlı kaynaklarımız ile yetiştirdiğimiz değerlerimizi kaybetmeye devam edeceğiz.
Bize kendi insanımızdan fayda var, bu güzel ülke bu kaybı hak etmiyor.
Dr. Öğr. Üyesi Ayhan ARTAR